Bursa’nın manevi kişilerce ne kadar zengin bir memleket olduğunu bilmeyen yoktur, varsa da bu cümleyle öğrenmiş oldu. Şuanda yaşadığımız toprakların islamlaşmasında manevi ortamın muhafazasında hatta fetihlerde görev almış nice eren vardır. İşte bu erenlerden bir tanesine de Uludağ Milli Parkı yolu üzerinde rastladım. Şu yaşadığımız çağda bile şehirden oldukça uzakta bir yerde olan türbesi, yaşadığı devirde kim bilir ne kadar ıssız inzivai bir yerdeydi…
Sizlere tanıtacağım şahsın ismi Dolubaba yada Doğlu Baba Hazretleri, aslen Türkmenistan’ın Buhara kentinden olan Dolubaba, kendisi gibi 40 abdal ile beraber Anadolu’ya göç etmiş ve Bursa’da Karabelen mevkii denilen yere yerleşmiştir. Dolubaba ve diğer abdalların Anadolu’ya yerleşmelerinde ki asıl sebebin, İslam’ı yaymak ve Anadolu’nun İslamlaşmasına katkıda bulunmak olduğu kaynaklarca tespittir.
Dolubaba Hazretleri, Bursa’nın fethi sırasında Orhan Gazi Bey’in yanında fethe katılmış, fetih sırasında susuzluk çeken askerlere kerametiyle bereketlenen ayran dağıtmış olması sebebiyle, fetih sonrası kendisine Farsça “Ayran” anlamına gelen “Tuğ” kelimesinden türetilen Tuğlu Baba denmiş, günümüzde ise bu isim Dolubaba olarak zikredilmiştir.
Kendi döneminde Anadolu’ya aynı maksatla gelmiş, Abdal Murad, Abdal Musa, Geyikli Baba gibi keramet ve etrafına ilim irfan dağıtmış zat’larla beraber bulundukları yöreye manevi gıda dağıtmaya devam etmişlerdir.
Fetih sonrasında yine Allah’ın dini İslam’ı yaymaya devam eden Dolubaba Hazretleri, kabrinin bulunduğu bu alana medrese yaparak çok sayıda talebe okuttuğu ve bu yörelerin islamlaşmasına katkıda bulunduğu kaynaklarca belirtilmiştir. Burada bulunan medresesi Osmanlı’nın son dönemlerine kadar yetiştirdiği talebeleri sayesinde devam ettiği, vefatından sonra ise medresesinin avlusuna kabrinin yapıldığı bilinmektedir.
Gerek kendi döneminde gerekse kendisinden sonra, medresesine her kimin yolu düşerse maddi ve manevi ihtiyaçları karşılanmış, susuzluktan yüreği yanan yolculara ayran dağıtılarak serinletilmeye çalışıldığı bilinmektedir.
Dolubaba Hazretlerinin seçtiği yer, daha önce Uludağ Milli Parkı yazımızda tanıttığımız Uludağ eski adıyla Keşiş Dağıdır. Yüzlerce kilisenin olduğu bu dağda böyle bir manevi feyiz ve bereketin olması o yıllar ve günümüz için son derece önemli. Şuanda medresesine rastlamadım ama keşke olsa da maddi manevi susuzluğumuzu gidersek ve bereketli ayranından bir bardak içsek.
Dolubaba Hazretlerinin kabrinin yanında yer alan Çam Ağacı ne kadar da güzel gözüküyordu, kademe kademe dalları ile son derece muhteşem bir ihtişama sahip. Allah onlardan razı olsun…
Düzeltme 17 Eylül 2016 : Az önce bir mail geldi, Eren Ağaçlar tarafından kendisi Orman Yüksek Mühendisi, büyük bir hata yapmışım, kendisine çok teşekkür ediyorum beni uyardığı için, hatama gelirsek, daha önce resimlerde görülen ağacı çınar ağacı diye yazmıştım, aslında olması gereken çam ağacı, bu hatayı yapmamın bir kaç sebebi var, ilk olarak, Uludağ’a çıkarken İnkaya Çınarını gördüğüm için zihnim otomatik olarak bu görkemli ağacı da Çınar Ağacı olarak gördü, ikincisi ise hiç mi bakmaz insan ağacın yapraklarına, çınar ağacı ile çam ağacı yaprakları farklıdır, bundan sonra biraz daha dikkatli olacağım ve bizleri uyardığı için Eren Bey’e çok teşekkür ediyorum.
Pingback: Akyıldız | Mert ÖZKILIÇ