Tasavvuf ehli ve dervişler için kullanılan kelimelerden biri de Abdal’dır. Abdal Mehmed, Abdal Murad, Abdal Musa gibi…Bursa’nın gönül sultanlarından biridir.On beşinci yüzyılda yaşamıştır. Emir Sultan‘ın sohbetleriyle ahlâkını güzelleştirmiş, Molla Fenari ile dostluk kurmuş,Eşrefoğlu Rumi’ye gönül yolculuğunda ilk rehberliğini yapmıştır.
Sohbetlerinden feyz alanlardan biri olan Başçı İbrahim ve diğer dostlarının desteği ile burada mescid ve dergâh yapılmış,gelen gidenlerin maddi ve manevi ihtiyaçları karşılanmış; “Allah’a kul ve kullara insanlık” prensibinin gerekleri yerine getirilmiştir.
Vefatından sonra Sultan II.Murad bu türbeyi yaptırmıştır.Kendisinden sonra mescid ve dergâhta sunulan hizmetler devam etmiş,değişik tarikatlara mensub mürşidler insanlara Allah’a giden yolu göstermişlerdir.
Eşrefoğlu Rumi ile olan gönül bağının bir hatırası olarak bayramın ikinci günü,Çatalfırın’da bulunan Numaniye Dergâhı nın şeyhi,dostlarıyla birlikte,önce Abdal Mehmed‘i ziyaret ederler; zikir ve tesbihden sonra İncirli caddesindeki dergâha gidilir,oradan da son durak Emir Sultan Türbesine varılırdı.
Abdal Mehmed‘ten yaklaşık iki asır sonra Bursa’ya gelen Niyazi Mısrî Abdal zümresinin iç dünyalarını anlayabilmek için neler yapılması gerektiğini ifade etmiştir.
Açılıp güller gibi handan olan anlar bizi
Sanmazız zahid gibi havf u recâ abdalıyız
Geçmişiz andan şeha bezm-i lika abdalıyız
Tekye-i iklim i lâhutta beka-ı abdalıyız
Baş açık yalın ayak ruh-ı fena abdalıyız
Ref edip ten cübbesin uryan olan anlar bizi.