İznik’in, Bursa tarihinde yeri oldukça önemlidir, savaşılmadan fethedilen ilk yer olması, İznik Gölü’nün olması ve meşhur İznik Çinilerinin olması, İznik’i oldukça değerli kılmaktadır. İznik’e gezmeye geldiğinizde, surlardan içeri girip biraz ilerleyince sizleri Mahmut Çelebi Cami karşılar, bu caminin sağından yola devam ettiğinizde II. Murad Hamamı ve onun hemen yanında bu yazımızın konusu olan Tarihi İznik Çini Fırınları.
İznik Çinisi meşhurdur, öyle ki Bursa Yeşil Türbe‘de ki paha biçilemeyen çiniler, İznik’ten gelmiştir ve İznik’te çiniciliğin ne kadar ileride olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.Bugün bile İznik’i gezerken bir çok çini atölye ve dükkanına rastlarsınız.Ve tavsiyemiz olur ki, İznik’ten ayrılmadan mutlaka bir magnet tarzında yapılmış çinilerden almayı unutmayınız.
Gelelim Çini Fırınlarının tarihçesine, Çini Fırınları kazısı tarihimizde ilk olarak 1963 yılında başlanmış, 1963 – 1969 yılları arasında yapılan çalışmalarda,”Milet İşi, Şam İşi, Haliç İşi, Rodos İşi gibi isimlerle tanımlanmaya çalışan Osmanlı seramik ve çinilerinin” asıl ve önemli üretim merkezinin İznik olduğu, yapılan kazılar sonucu elde edilen fırın kalıntıları, pişirim malzemeleri, yarı mamul parçalar, deforme ve yanık parçalar sayesinde bilim çevrelerine kanıtlanmıştır.Böylelikle Osmanlının çini ve seramik merkezinin kesinlik kazanamamış üretim yeri konusunda çözüme kavuşmuş olmuştur.
Kazı çalışmalarının başka bölgelere kayması ile ara verilen İznik Kazılarına, 1981 yılında “İznik Çini Fırınları Kazısı” ile tekrar başlanmış ve halen devam etmektedir.Bu çalışmalar sonucunda şimdiye kadar dört fırın kalıntısı ortaya çıkarılmış ve korunma altına alınmıştır.1984 yılında düzenli kazıya alınan bölgede 4. yüzyıldan kalma bir yapı kalıntısı ile 15. ve 17. yüzyıllar arasında çalışmış Osmanlı seramik ve çini fırınları bulunmaktadır. Yapılan kazılar sonucu çıkarılan ürünler İznik Müzesinde sergilenmekte ve fotoğraflarda göreceğiniz gibi açık hava müzesi olarak teşhir edilmektedir.Bu çalışmalar İstanbul Üniversitesi tarafından yürütülmektedir.