Bursa’da Kızılayın karşısında Timurtaş Paşa Türbesi vardır, Timurtaş Paşa Tophane yokuşunun başlangıcını oluşturur ve az yukarısında Okçu Baba Türbesi vardır.
Okçu Baba Türbesi aslen Nasreddin Bey yada Nusret Paşa adlı bir zaata aittir.Asker olduğu bilinen zatın şuanda restore edilip işletilmeye verilen Balıbey hanının da olduğu alanın ayrıca bir kaç dükkan ve evinde Nusret Paşa vakfına ait olduğu bilinmektedir.
Okçu Baba arşivlere göre 16 yy. da yaşamış olduğu bilinmektedir.Okçu isminin asker olması ve okçulukta iyi olmasından geldiği öngörülmektedir.
Nusret Paşanın Karacabey de cami han ve çeşmeden oluşan bir külliyesi de vardır.
Türbe kare planlıdır, 3.45×3.45 metre ölçülerindedir.Türbe fotoğraflarına bakarsanız zaten sizde ne kadar küçük olduğu anlıyacaksınız.Benim gibi 2 metrelik birisi için oldukça zor bir yerdi, fotoğraf çekiyorsunuz ama tüm alanı gösterecek kadar yeterli alan yoktu.
Türbeyle ilgili birçok rivayet var, ben küçükken hatırlıyorum, okçu babanın türbesine dolu ibrik bıraktığında sabahında ibriklerin boşaldığı ve abdest aldığıdır.Gerçek yalan bilemiyorum, efsane işte…
Okçu Baba Efsanesi olarak bir de ölümü üzerine efsane vardır.Okçu ve yay yapımı dışarıdan basit gibi gözükse de derler ki bir okun tam bir ok olması için 50 sene geçmesi gerekirmiş, bu Okçu Baba da o derece yetenekli bir okçuymuş, artık ölecek son can havliyle Uludağın zirvesine çıkıyor ve diyor ki okumu fırlatacağım ve düştüğe yere gömülmek istiyorum der, okunu fırlatır ve canını oracıkta teslim eder.Vasiyeti üzerine okunun düştüğü yere türbesini yaparlar fakat 1860 Bursa Depremi yüzünden Okçu Baba Türbesi eski yerinden biraz uzakta şimdiki yerine tekrar inşa edilir.Okçu Baba efsanesi de böyledir.