Bu aralar ülkemiz normallerin üstünde sıcaklıkları yaşıyorken, serinlemek için ya yazlık yerlere gideceksiniz yada şelaleye… Benim bu sefer ki seçimim suyu buz gibi olan Küreklidere Şelalesi idi. Bir hafta boyunca pazar gününün gelmesini bekliyorsunuz, sonra gidebileceğiniz neresi var diye araştırırken en yakın yerin size 130 km olduğunu görüyorsunuz. Gitsem mi gitmesem mi arasında kalıyorsunuz, hava gittikçe bunaltıcı olmaya başlarken tam da bu sırada hem evinize çok yakın hem de suyu buz gibi bir şelaleye rastlamak sanırım, benim günümü kurtaran durum oldu…
Daha önce tabelasının önünden geçtiğimi düşündüğüm bir şelaleyi araştırarak bulmuştum, adı kimi yerde Kürekli Şelalesi, kimi yerde de Küreklidere Şelalesi diye geçiyor. 15 km mesafede bir yerde şehir merkezine, gitmek isterseniz, şöyle bir tarif yapayım, ilk olarak Cumalıkızık Köyüne gider gibi Ankara caddesi üzerinde Cumalıkızık köyü tabelasını gördüğünüzde sağa dönüş yapılır ve bir müddet gidilince hemen karşımıza bir yol ayrımı çıkacaktır, sağ taraf Cumalıkızık sol taraf ise Değirmendere. Biz sol taraftan gideceğiz, şöyle 5-10 dakika orta hızda gidiyoruz, yolu takip edeceğiz, bir yerden sonra artık yol yerleşimden uzaklaşıyor gibi olacak ve hemen akabinde karşımıza bir otopark çıkacak ve karşınızda Hamamlıkızık Kent Ormanı.
Arabanızı isterseniz oraya park edin isterseniz piknik yapmak için geldiyseniz az biraz daha içeri kısma girebilirsiniz, benim tercihim rahat çıkış açısından otoparktır, çünkü piknik yapılan kısımda araçları park etmek için pek fazla geniş alan yok ve manevra yapmak için diğer araçların geçmesini durmasını kısacası sabırlı değilseniz hiç oraya girmeyin derim…
Piknik yapmak istiyorsanız sanırım Bursa oldukça bereketli bu konuda, daha önce mesire yerleri kategorisi altında bir kaç güzel piknik alanı ve kent ormanından bahsetmiştik, bu sefer de şehrin doğu kısmında yer alan Hamamlıkızık Kent Ormanını tanıtacağız. Kent Ormanında dikkatimi ilk çeken ise ağaçlara sanki ağaç ev gibi piknik yerleri yapmaları. Bu şeylerin adı nedir tam bilemiyorum, bu yüzden tanıtırken zorlanıyorum, sanki ağaç ev yapar gibi kimi ağaçların etrafı piknik terası yapılmış. Kişiye özel bir alan gibi olmuş, gayet de hoş olmuş. Hamamlıkızık Kent Ormanı gerçekten nefes alınacak yerlerden biri, belki Bursa Atatürk Kent Ormanı kadar büyük olmasa da yine de güzel ve bence bir artısı olarak şelaleye sahip bir kent ormanı. Kent ormanına geldiğinizde çocuklarınız için oyun parkı bulunmakta, mescid bulunmakta, çeşme bulunmakta, bir adet kır büfesi bulunmakta ama sanırım çalışmıyordu. Kısacası piknik yapmak için yeterli ve gerekli şartlar sanırım Hamamlıkızık Kent Ormanında bulunmakta.
Ve geldik asıl anlatmak istediğim konuya yani Küreklidere Şelalesine. Ama bu güzelliği anlatmak ne derece yeterli olacak bilemiyorum çünkü bizzat yaşamak gerek ve sanırım biraz ter, biraz bacak ağrısı ve biraz da sabır gerekecek. Yanınızda bir bayan varsa onunla baştan anlaşma yapın çünkü şelaleye çıkış yolu güllük gülistanlık olmayacak yeri gelecek dik yokuş çıkacaksınız ve gerçekten sıcak bir havada çıkıyorsanız yanınıza su almayı unutmayın. Ve dediğim gibi sizi yarı yolda bırakacak kişilerle şelaleye çıkmayın yoksa sizleri de dönmek zorunda bırakabilirler. Şelale otoparkta yer alan tabelasına göre 2 km mesafede, biraz piknik alanında yürüyünce karşınıza bir asma köprü çıkıyor ve orada Kürekli Şelalesi 1.5 km yazıyor. Köprüyü geçtikten sonra asıl maraton başlıyor, yukarı doğru ilerliyorsunuz, bir müddet yol güzel geliyor, sessiz sakin çam ağaçları altında yürüyüş gibi, hatta bazı yerlerde boş masalar buluyorsunuz, yani sessiz bir piknik yapmak isterseniz bu masalarda piknik yapabilirsiniz. Yürümeye devam ediyoruz, suyu kurumuş dere yatağını kısmen görebilirsiniz ağaçların dalları arasından, yer yer su sesi gelebilir, sanırım bu su, Kent Ormanının girişinde ki Aral Alabalık tesisine su getiren borudan geliyor olmalı. Neyse kaldığımız yerden devam ediyoruz, iki adet köprüden geçtikten sonra dik bir yokuş çıkacak karşımıza işte orada oldukça fazla ter dökeceksiniz, son bir gayret sonrasında karşınıza taş merdivenler çıkacak ve seyir teraslarında piknik yapan insanları göreceksiniz ve hayretler içerisinde kalacaksınız bu insanlar nasıl gelmişler buraya diye, az biraz sohbet sonrasında öğreneceksiniz ki, Küreklidere Şelalesine tek geliş yolu Cumalıkızık yolundan değil, aynı zamanda Saitabat Şelalesi yolundan da gelinmekte, hem de bu kadar yorulmadan…
Şelaleyi ilk gördüğünüzde gerçekten yüksek olduğunu anlıyorsunuz, 82 metre yükseklikten dökülen Küreklidere Şelalesi dört kademeli, resimlerde göreceğiniz gibi kimi insanların olduğu yer ikinci kademenin başlangıcı oluyor. Seyir terasından şelaleye baktıktan sonra ben gibi suda yüzen insanların yanına gitmek isteyebilirsiniz, ama nasıl ineceğinizi bilemeyebilirsiniz, ben sordum ve dediler ki şu seyir terasının altından gideceksin dediler ve gittik karşıma bir kayış çıktı. Fotoğraflarda göreceğiniz o kayıştan iki adet var ve tutunarak aşağıya iniyorsunuz, bu arada korkmanıza gerek yok, kayış sağlam ve zaten kayışı tutarak işiniz kolaylaşıyor, özellikle yukarı çıkması daha da kolay…
Şelalenin suyu gerçekten çok güzel, bende dizlerime kadar suya girdim, zaten sanki buzdolabının buzluk kısmını açınca yüzünüze nasıl serinlik gelir ya, öyle bir serinlik geliyor, resimlerde insanlar yüzüyor, tam dip kısımlarında sanırım derinlik oldukça fazla. Ve benim en keyif aldığım kısımda burasıydı. Şelaleye çıkmak için öyle böyle terlememiştim ve karşılığında serin sularda rahatlama keyfi elde ettim. Kısacası çektiğiniz zahmete deyiyor. Yine benden hatırlatması iniş yolunda bacaklarınız titreyebilir ve ertesi gün ağrıyabilir, ama değer mi evet değer…
Yazının başında dediğim gibi sıcaktan kavrulurken böyle şehir merkezine yakın bir şelalede serinlemek paha biçilemez. Ben son derece mutlu ayrıldım. Şelale keyfini isterseniz şelalenin suyundan beslenen alabalıklar ile arttırmak isterseniz, Aral Alabalık tesisinde keyifli bir balık lezzeti sizleri bekliyor olacaktır. İki kişilik sade balık yanına salata, ek olarak kaşarlı mantar içecek ve sonrasında çay keyfinin bedeli olarak 51 lira aldılar. Balık mekanlarında genel de sade balık, kaşarlı balık gibi çeşitler var, mantarlısı falan, garsonların tercihi, eğer balığın tadını almak istiyorsanız sade isteyin ve diğer şeyleri ek olarak alabilirsiniz, bende sade balık istedim ve yanına kaşarlı mantarı hariçten aldık. Balık fena değildi, garsonun normalde alabalık 6 ay da oluyor bizim burada 18 ayda oluyor demesini çözemedim, geç olunca daha mı iyi oluyor tam bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var, yorgunluk üstüne şelale keyfi, onunda üstüne balık ve çay keyfi sanırım güzel bir pazar günüydü.
Küreklidere Şelalesi yaz aylarında gerçekten gidilmesi gereken doğal güzelliklerden biri, orman, dere, şelale her zaman favorim olmuştur, bu güzelliği sizlerle paylaşmaktan da son derece keyif alıyorum. Darısı sizlerin başına… İyi eğlenceler…